Otomatik Defibrilatör Cihazı
Otomatik Eksternal Defibrilatör cihazı ani kalp durması (kardiyak arrest) anında, hastaya elektrik şoku (defibrilasyon) uygulamak üzere tasarlanmış hafif, kullanışlı hayat kurtarıcı bir tıbbi cihazdır. Otomatik defibrilatör cihazları tıbbi eğitimi olmayan ancak ilk yardım eğitimi almış herkes tarafından kullanılabilecek şekilde tasarlanmıştır.
Otomatik eksternal defibrilatörler OED / AED cihazlarında gelişmiş EKG analiz yazılımı mevcut olup, EKG sinyali cihaz tarafından analiz edilir, ses ve görüntülü sistemle kullanıcı yönlendirilir. Bu nedenle kullanıcının kalp ritmini bilmesi gerekmez.
AED – otomatik eksternal defibrilatör cihazı ilk yardımcılar için özel olarak geliştirilmiş bir cihaz olup olay yerine sağlık görevlilerinin yardımı ulaşıncaya kadar kullanılmaktadır.
Ani kalp durmasının tedavisi olan erken defibrilasyon uygulaması, kalbin yeniden dolaşımı sağlayabilecek bir ritimle atmasını sağlayabilir ve yaşam kurtarıcı olabilir….
Gelişmiş bazı ülkelerde stadyum, alışveriş merkezi, havaalanı gibi halkın yoğun olarak bulunduğu alanlarda kolayca erişilebilecek şekilde yerleştirilmiş otomatik eksternal defibrilatör cihazları bulundurma mecburiyeti vardır.
İdeal şartlar altında ACLS sertifikalı kişiler tarafından kullanılması doğru olan otomatik defibrilatör cihazları, gereği halinde içinde gelen talimatlar ve sesli yönlendirmeler sayesinde eğitimsiz kişiler tarafından da başarıyla kullanılabilmektedir.
Tam Otomatik Defibrilatör Nedir?
Tam otomatik eksternal defibrilatör cihazı; ritmi tanımlayarak gerektiğinde kullanıcıdan bağımsız şekilde otomatik olarak şok uygulanmasını sağlayan defibrilatör türüdür.
Yarı-Otomatik Defibrilatör Nedir?
Yarı otomatik eksternal defibrilatör cihazı; ritmi tanımlayarak ses ya da görüntü sistemi ile kullanıcıyı yönlendirip nihai defibrilasyon uygulanmasını şok butonu ile kullanıcıya bırakan defibrilatör türüdür.
Otomatik Eksternal Defibrilatör Nasıl Kullanılır?
OED / AED otomatik defibrilatör cihazı tek kullanımlık pedlerin hastanın çıplak göğüs üzerine yapıştırılır. Ardından cihazın hasta kalp ritmini (EKG) analiz etmesi beklenir ve cihaz defibrilasyon (şok) tavsiye ediyorsa cihaz yarı otomatik ise “defibrilasyon” butonuna basarak; tam otomatik ise cihazın kendi kendine uygulaması ile gerçekleşir.
Otomatik Eksternal Defibrilatör cihazını kimler kullanabilir?
AED otomatik eksternal defibrilatör cihazı, tıbbi eğitimi olmayan sadece ilk yardım eğitim bilgisine sahip olan herkesin kullanabileceği şekilde tasarlanmıştır. Mükemmel dünyada herkes AED kullanımı (otomatik defibrilatör) ve CPR (kardiyopulmoner resüsitasyona) eğitimi almalıdır.
Otomatik defibrilatör kullanıcıyı görsel ve sesli komutlar ile yönlendirir ve yardımcı olur. Dünyada ambulans olay yerine ulaşma süresi ortalama10 – 12 dakikadır ve bu süre zarfında her geçen dakika çok önemlidir. Ani kalp durması geçiren bir kişinin AED ve CPR olmadan 10 dakika sonra hayatta kalma şansı çok düşüktür.
Erken Defibrilasyonun Önemi Nedir?
Defibrilasyon, temel yaşam desteğinin bir parçasıdır; defibrilatör ile kalbe elektrik akımı vererek myokarddaki düzensiz titreşimleri sonlandırıp kalbin normal bir Şekilde çalışmasını sağlamaya yönelik hayat kurtaran bir işlemdir. VF veya nabızsız VT’de 20-30 sn içinde uygulanan defibrilasyon % 100’e yakınını sinüs ritmine çevirir. Her bir dakikalık gecikme, başarı Şansını % 10 kadar azaltır. 10 dakikalık gecikmede yaşam şansı % 0’a yakındır. VF ya da nabızsız VT’li kardiyak arrestin gelişmesinden sonra defibrilasyona kadar geçen her bir dakikada ölüm oranı % 7-10 artmaktadır. Defibrilasyona daha geç başlanması durumunda hastanın kurtulma şansı da azalmakta; kardiyopülmoner resüsitasyon ve defibrilasyona ilk 10 dakikadan sonra başlanması durumunda ortalama her 250 hastadan sadece biri kurtarılabilmektedir.
Kalp Krizi ve Ani Kalp durması Arasındaki Fark Nedir?
Temel olarak kalp krizi kalp kasının bir bölümünün o bölgeye yetersiz kan akışından dolayı ölmesi veya kalıcı hasara uğraması sonucu meydana gelir. Ani kalp durması ise kalbin normal ritimden anormal bir ritmine dönmesi demektir.
Dünya genelinde ani kalp durması sebebi ile ölüm sayısı; meme kanseri, AIDS, akciğer kanseri gibi hastalıkların getirdiği toplam ölüm sayısından daha fazladır.
Kimler Ani Kalp Durması Riski Taşır ve Sebepleri?
Her yaş, cinsiyet, ırktan insanlar ani kalp durması riski taşırlar ancak bazı insan gruplarının ani kalp durması riskini diğer insanlardan daha fazla taşır.
- 40 yaş üzeri erkekler
- Menopozal kadınlar
- Sigara içenler
- Diyabet hastaları
- Egzersiz eksikliği
- Stres
- Yüksek kolesterol
- Kalp hastalığı
Ani kalp durması (kardiyak arrest) için en yaygın tedavi hangisidir?
Tek kelime ile ani kalp durması anında ventriküler fibrilasyon ve ventriküler taşikardi kurbanları için yegane kanıtlanmış tedavi “defibrilasyon” dur. Defibrilasyon için ise defibrilatör cihazı gerekmektedir.
Defibrilasyonun Kalp Ritmini Normale Döndürme Zaman / Başarı İstatistiği
Şekilde görüldüğü üzere her geçen dakikada yaşamda kalma şansı azalmaktadır. 10.dakikadan sonra araştırmalara göre hayatta kalma şansı sıfıra yakındır.
Life-Point otomatik defibrilatör cihazı ile yanlışlıkla hastaya zarar verebilir miyim?
Şayet, AED otomatik eksternal defibrilatör cihazının sesli komutları yerine getirildiği takdirde HAYIR! Otomatik defibrilatör cihazı sağlıklı EKG analizi sayesinde defibrilasyonu sadece gerekli durumlarda uygulanmak üzere tasarlanmıştır.
Life-Point AED defibrilatör cihazı ile kendime yada çevremdeki insanlara zarar verebilir miyim?
Şayet, AED otomatik eksternal defibrilatör cihazının sesli komutları yerine getirildiği takdirde HAYIR! Temel prensip olarak otomatik defibrilatör cihazı şok (defibrilasyon) tavsiye ettiğinde, defibrilasyon öncesi hastaya dokunulmadığından ve herkesin güvende olduğundan emin olun. Life-Point Pro AED otomatik defibrilatör cihazı hastaya ne zaman güvenli bir şekilde dokunabileceğinizi sesli olarak bildirir.
Life-Point Pro AED defibrilatör cihazını yeni doğmuş yada çocuklarda kullanabilir miyim?
EVET! Ancak 1 yaşından büyük 8 yaşından küçük hastalar için pediatrik ped kullanılması gerekmektedir.
0 – 1 Yaş – Defibrilasyon önerilmez
1 – 8 yaş- – 25 Kg altındaki hastalar için pediatrik ped ile
8 yaş ve üstü – 25 Kg üzerindeki hastalar için yetişkin ped ile
Zaten bir Life-Point AED (otomatik defibrilatör) cihazınız var ise dikkat etmeniz gereken hususlar nelerdir?
1- Life-Point otomatik defibrilatör cihazının periyodik olarak kendi kendini test etme özelliği vardır. Arıza veya olumsuz durum tespiti halinde cihaz üzerinde bulunan kırmızı uyarı işareti ile kullanıcı uyarılır. Bu sebepten ötürü Life-Point defibrilatör cihazınızı her zaman kolayca görülebilecek ve ihtiyaç durumunda kolayca ulaşılabilecek yere koyunuz.
2- Düzenli olarak periyodik bakım ve kalibrasyonunu yaptırınız. Bu işlemler için sadece yetkili Life-Point servislerine başvurunuz
3-Tüm tek kullanımlık ped, aksesuar ve bataryalarının orijinal olmasına dikkat ediniz. Aksi taktirde cihaz kullanım dışı kalabilir ve bu bir hayata mal olabilir.
4- Yetkili serviste Life-Point AED defibrilatör cihazının yazılımını güncelleyerek yeni resüstasyon kılavuzuna göre hazır tutunuz.
Otomatik eksternal defibrilatörler OED / AED Bulundurulması Gereken Yerler?
- Aile Sağlığı Merkezleri
- Sağlık Ocakları
- Hasta Nakil Ambulansları
- Tüm amatör ve profesyonel spor kulüpleri
- Spor Salonları
- Okullar
- Alışveriş merkezleri
- Havaalanları ve uçaklar
- Oteller
- Devlet daireleri
- Stadyumlar
- Golf Sahaları
- İbadethaneler
- Plajlar, havuzlar
- Restoranlar
- Tren, otobüs ve metro istasyonları
- Kırsal kesim ve köyler
- Polis ve İtfaiye araçları
- Apartman siteleri
- Kurtarma hizmetleri
Gerçek Hayatta Otomatik Eksternal Defibrilatör OED / AED ile Hayata Döndürme Anını İzleyin!
Kalp Masajı Yaşatır, Elektroşok Kalbi Diriltir!
Doç. Dr. Mutlu VURAL
Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği, İSTANBUL
Ülkemizde her yıl 100 bin kişinin hastane dışında gelişen ani kalp durması sonucu hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Bu ölümlerin çoğu tanıkların 112’yi aramak ve temel yaşam desteğine başlamak için tereddüt etmelerinden kaynaklanmaktadır. Toplu yaşam alanlarında Otomatik kalp şok cihazlarının (OED) ülkemizde yaygınlaşmamış olması da yüksek ölüm oranlarına etki etmektedir.
Hastane dışında aniden kalbi duran ve hayatını kaybeden her 10 kişiden 5-6’sının toplumdan bilinçli müdahale yapıl(a)madığı için öldüğü kabul edilmektedir. Ani kalp durmasında her geçen dakika yaşama şansı %10 azalıyor, sadece üç dakika sonra beyin hasarı başlıyor ve müdahale edilmediğinde 12 dakika sonra kişi ölü kabul ediliyor. Ülkemizde bu alanda sadece sağlık çalışanlarının devrede olması, toplumumuzda ilkyardım bilincinin düşüklüğü, OED bulundurma zorunluluğu olmaması, ambulansın şehir merkezinde ortalama 10 dakika ve kırsal kesimde ortalama 30 dakika sonra hastaya ulaşması nedeniyle hayatta kalma oranları maalesef %1’in altındadır. Hastane dışında kalbi duran bir kişinin yanında aralıksız kalp masajı (Hands Only CPR) bilen bir kişi ve OED cihazı varsa hayatta kalma oranı %38 kabul edilmektedir. İlkyardım bilincinin yükseldiği ve OED’nin giderek yaygınlaştığı ülkelerde kent ve kırsal dahil hayatta kalma oranları günümüzde %10 civarındadır. Gelişmiş ülkeler gelecek yıllarda bu rakamı %50’lere çıkarmak ve binlerce insanı daha ölümden kurtarmak için toplum ve acil sağlık hizmetleri arasında yasal olarak teminat altına alınmış daha güçlü bir işbirliği hedeflenmektedir.
Yaşam kurtarma zincirinde 112’yi aramak ve temel yaşam desteğine başlamak ilk iki halkayı oluştururken, toplumun ambulans gelmeden önce elektroşok uygulaması için geliştirilen OED cihazları üçüncü halka olarak kabul edilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere başta olmak üzere birçok ülkede kamu spotu halinde kalp masajının nasıl yapılacağı konusunda vatandaşlar çocukluktan itibaren eğitiliyor (1,2). Amerikan CNN haber kanalının desteklediği
www.cprtoday.com gibi ilkyardım kurslarında online ilkyardım eğitimi yapılıyor ve sertifika verilebiliyor. Bu kurslarda öğretilen aralıksız kalp masajı ile kalbi duran hastada beyin hasarı 3 dakika sonra değil 20 dakika sonra başlamaktadır. Erken başlanan aralıksız kalp masajı ile hayati organlarda hücre ölümü geciktiği gibi kalp ritmi ventriküler fibrilasyonda daha uzun süre kaldığından (asistoli geciktiğinden) ambulanstaki defibrilatör ile sonradan elektroşok kullanarak kalbi tekrar çalıştırma olasılığı da artmaktadır.
Türkiye’de aralıksız kalp masajı eğitimin verilmesi halinde binlerce insanın hayatının kurtarılabileceği Kalp Projesi başta olmak üzere yüksek sesle ifade ediliyor (3). Kalp masajı ile göğüs ve bel kemiği arasında kalbi sıkıştırarak kan pompalandığı gibi 250 ml kadar nefes alıp verme de gerçekleşir. Göğüs basısı sonlandırıldığında göğüs kemiği yukarı kalkarak kalp kanla dolarken 250 ml hava kendiliğinden akciğerlere girer. Başka ifadeyle aralıksız kalp masajı ile kan dolaşımın idamesi yanında bir miktar yapay solunum da kendiliğinden yapılmaktadır (Resim 1). Özellikle ani kalp durmasının ilk dakikasında kanda bol miktarda oksijen bulunduğundan 30 saniye içinde aralıksız kalp masajına başlanması önerilmektedir. Yapay solunumun önemi giderek azaldığından toplum tabanlı ilkyardım kılavuzlarının bazılarında yapay solunum artık önerilmemektedir.
Kalp Projesi çerçevesinde Türkiye’nin ilk online aralıksız kalp masajı kursu projesi bana Sağlık Bilişim Derneği’nin Altın Steteskop Bilişim Dostu Doktor Ödülünü kazandırdı. Kalp Projesi ile 10 yılda 10 milyon, 20 yılda 30 milyon kişinin aralıksız kalp masajını öğrenerek yılda 20 bin hayat kurtaracağına inanıyoruz (3,4). Yurt dışında %10 olan hayatta kalma oranları hali hazırda bizden 10 kattan fazla daha iyi iken, gelecek yıllarda çıtayı %50’lere çıkarma hedefleri de düşünüldüğünde Kalp Proje’nin ülkemizde çok önemli bir misyon üstlendiği açıktır. Hayatta Kal Derneği öncülüğünde Sağlık Bakanlığı’nın yönetmelik değişikliğinin ardından sponsorların desteğiyle Türkiye’nin ilk sertifikalı online kalp masajı kursunu ücretsiz olarak aktif hale getirmeyi planlıyoruz.
Üst solunum yolu tam tıkanıklığında sağlık çalışanlarının her vakaya anında yetişmesi mümkün olmadığından, yıllar önce Hemlich tarafından topluma öğretilmek üzere bir manevra tanımlanmıştır. Hemlich manevrası denilen bu toplum tabanlı ilkyardım yöntemi ile dünyada her yıl 50 bin insanın hayatının kurtarıldığı tahmin edilmektedir. Ani kalp durması da bir tıbbi acil durumdur. Müdahale etmeden ambulans beklendiğinde altın değerindeki ilk dakikalar tükenmekte ve 12 dakika geçtikten sonra sağlık ekiplerinin tıbbi müdahalesi “sosyal endikasyonun” ötesine geçmemektedir. Hemlich manevrasında olduğu gibi; “aralıksız kalp masajının” topluma öğretilmesi ile binlerce hayat kurtarılabilir. İşte Kalp Projesi ile toplumumuza kalp masajını öğreterek onları ani kalp durmasında hayatlar kurtarmaya davet ediyoruz.
Ani kalp durması ülkemizde hala çok büyük bir “paradoks” durumundadır. Şimdi iki somut örneği inceleyelim: Yakın bir zamanda Bursa merkezli bir flaş haber yapıldı. Bir vatandaşımızın kurtarıldığına dair mobese kamera görüntüleri yazılı ve görsel medyaya servis edilerek tüm gazete ve televizyonlarda “saniye saniye hayata dönüş” başlığı ile yayınlandı. Bu haberlerde ambulans ekibinin doğru bir yaklaşımla hastaya sokak ortasında kalp masajı ve elektroşok yaparak hastanın kalbinin yeniden çalıştırıldığı ve bunun haber merkezlerince hayata dönmekle eş anlamlı değerlendirildiği göze çarpıyordu. Oysa sadece birkaç gün sonra gerçeğin böyle olmadığı ortaya çıktı. Bu vatandaşın kalbi tekrar çalıştırılmasına rağmen altın dakikalarda toplum tarafından müdahale edilmediği için beyin hasarı gerçekleştiğini, hiç uyanmadığını ve birkaç gün sonra hayatını kaybettiğini tespit ettik. Diğerinde “bir vatandaş otobüsten indi, yere yığıldı ve o an öldüğü anlaşıldı” diye haber yapıldı. Oysa bu vatandaş toplum tarafından bilinçli ilkyardım yapılmadığı için yere yığıldıktan 12 dakika sonra ölmüştü. Bu sebeplerle toplumumuzda ani kalp durması farkındalık çalışmalarının yürütülmesi gerektiğine karar verdik. Radyo Televizyon Üst Kurulu tarafından 2013/613 nolu kamu spotumuz onaylanarak öncelikli olarak yayına girdi. “Hayatta Kal” isimli şarkı sözleri yazıldı. Ani kalp durması ve yaşam kurtarma zinciri şarkıda işlendi. Bu şarkının TV’lerde yayını ile hem farkındalık artırmak hem de şarkının müziğindeki dakikada 100 ritmini izleyerek halkımızın 20 adet insan maketi üzerinde sokakta toplu kalp masajı yapmasını planlıyoruz. Bu yıl İstanbul’da başlayan uygulamalı farkındalık çalışmaları gelecek yıl tüm Türkiye’de planlanmaktadır.
Ülkemizde kalbi duran ve yere yığılan hasta hemen öldü zannediliyor ve müdahale edilmiyor. Toplumumuza bu durumda insanların ilk üç dakikada kesinlikle ölmediğini, ilk dakikada başlanacak aralıksız kalp masajı ile hücre ölümünü geciktirebileceklerini ve OED sayesinde elektroşok kullanarak kalbi tekrar çalıştırabilirsek bir insanın hayatını kurtarabileceklerini öğretmeliyiz. Bu altın dakikalar geçtikten sonra sağlık çalışanları hastanın kalbini tekrar çalıştırsa bile beyin hücreleri müdahaleden önce zaten hasar görmüş olacağından artık hayata döndürmenin mümkün olmadığının öğretilmesinin toplumumuzu ilkyardım öğrenmeye teşvik edeceğine inanıyoruz. Bunun yanında, bu alanda başarı elde eden birçok ülkede olduğu gibi işe girmede ilkyardım sertifikasının zorunlu olması, OED bulundurma zorunluluk yönetmelikleri, ilkyardım eğitimine müfredatına OED kullanımının eklenmesi, ilkyardım ve OED kullanma sertifikası olanların tanımadığı birine müdahale ettiğinde dokunulmaz sayılacağı koruyucu yasalar çıkarılması ile toplumdan bilinçli kişilerin ilkyardım uygulaması ve OED kullanması teşvik edilmelidir.
Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi toplumumuzda aralıksız kalp masajı bilenlerin sayısının artması yanında, ilkyardım yapanları koruyan yasalar ve OED’nin ortak yaşam alanlarında yaygınlaşması ile ani kalp durması sonucu hayatını kaybetmekte olan binlerce insanı kurtarmak mümkündür.
Resim 1. Aralıksız kalp masajında bir piston gibi eller göğüs kemiği ortasına aktif bası uygularken, bası kaldırıldığında pasif olarak gevşeme gerçekleşir. Sadece kalp masajı ile bası sırasında kalpten kan pompalanır ve hasta 250 ml kadar nefes verirken, gevşemede kalp kanla dolar ve akciğere 250 ml kadar hava girer.
Kaynaklar
1. Nishiyama C, Iwami T, Kitamura T, Ando M, Sakamoto T, Marukawa S, Kawamura T. Long-term retention of cardiopulmonary resuscitation skills after shortened chest compression-only training and conventional training: a randomized controlled trial. Acad Emerg Med 2014; 21:47-54.
2. B.J. Bobrow, T.F. Vadeboncoeur, D.W. Spaite, J. Potts, K. Denninghoff, V. Chikani, P.R. Brazil, B. Ramsey, and others. Impact of brief or ultra-brief Hands-Only CPR video training on the confidence of lay citizens to perform CPR. Resuscitation 2010; 81: 96.
3. Vural M. The heart project: a cost-effective method to save a life. Anadolu Kardiyol Derg 2013;13:614-5
4. Japanese Circulation Society Resuscitation Science Study Group. Chest-compression-only bystander cardiopulmonary resuscitation in the 30:2 compression-to-ventilation ratio era. Nationwide observational study. Circ J 2013; 77:2742-50.
Doçent Doktor Mutlu Vural’in 13 Temmuz 2014 tarihli Akşam Gazetesine verdiği röportajı
ALTIN DAKİKALAR
Ani kalp durması sonucunda kalbi duran bir kişide eğer müdahale edilmezse 3 dakika sonra beyin ölümü başlıyor ki biz bu dakikalara ‘Altın Dakikalar’ diyoruz. Yaklaşık 10 dakika sonra beyin ölümü tamamlanıyor. Yani ambulans geldiğinde ani kalp durması yaşayan biri ölmüş oluyor. Fakat toplumun kalp masajı yapma yetkisi ve elektroşok kullanma yetkisi ülkemizde hâlâ yok. Son 10-15 yıldır yurtdışında toplumun hem kalp masajı hem elektroşok kullanma hem de ilk yardım yapma yetkisi var. Bizim de temel hedefimiz; hastane dışında gelişen acil tıbbi durumlarda özellikle ani kalp durmasında toplum tarafından uygulanacak temel yaşam kurtarma zincirini güçlendirmek.
TEMEL YAŞAM KURTARMA ZİNCİRİ
Temel yaşam kurtarma zinciri 5 halkadan oluşuyor. Birincisi 112’yi aramak. Mutlaka sağlık çalışanı gelecek. İlk başta bunu yapıyoruz. Eğer yanımızda biri varsa zaman kazanmak için ona arattırıyoruz. Yalnızsak kendimiz arıyoruz. Ondan sonra temel yaşam desteği yapıyoruz. Kalbi durmuşsa kalp masajı yapıyoruz. Yapay solunum biliyorsak yapıyoruz, bilmiyorsak sadece kalp masajıyla devam ediyoruz. Üçüncü halka da OED kullanmak; halk dilinde kalp şok cihazıyla müdahale. Bu üç halka topluma ait olmalı. Dördüncü halka zaten ambulans ve beşinci halka da ambulansın ulaştığı yer yeni hastane. Türkiye’de yaşam kurtarma zinciri 5 değil, 4 halka. Birinci halka 112’yi aramak, orada da sıkıntılarımız var. İkinci halka temel yaşam desteği, orada da ilkyardımcımız çok az. Ambulans öncesi müdahale nerdeyse yok denecek kadar az. Üçüncü halka ambulans, dördüncü halka hastane. Neden yurtdışında ilk yardım fazla çünkü zorunlu. Yurtdışında gelişmiş ülkelerde bir alışveriş merkezinde kalp krizi geçirdiniz, öldünüz. Eğer o alışveriş merkezinde bir elektroşok cihazı yoksa direkt taksirle adam öldürmek olarak algılanıyor. Çünkü bulundurma zorunluluğu var. Bu okullar, toplu taşıma için de geçerli ve personeline de eğitim vermek zorunda.
İLK YARDIM EĞİTİMİ
Sağlık çalışanlarının yaptığı müdahaleye tıbbi müdahale diyoruz. Sağlık çalışanı olmayanların yaptığı müdahaleye ilk yardım diyoruz. Zaten acil müdahale gerektirmeyen durumlarda mutlaka sağlık sisteminden faydalanıyoruz. İlk yardım eğitimi; 2 gün 16 saat ve sonrasında sınava giriyorsunuz. Hedef tüm erişkinlerin ilkyardım sertifikasının olmasıdır. Çünkü ilk yardım sertifikası olmayan kişilerin müdahale etmesini önermeyiz. İlk yardım sertifikası olan kişilerin de mutlaka yasalarla korunması lazım. Evimizden çıkıyoruz; tanımadığımız birilerinin ya da iş arkadaşımızın aniden kalbimiz durabilir ve müdahale etmek durumunda kalabiliriz. Bu bir sosyal sorumluluk, içinde yaşadığımız topluma karşı da bir görev ama sağlık çalışanı bile olsa kişi düşünüyor. ‘Şimdi müdahale etsem, polis gelecek ona ifade vereceğim, mahkemeye çağıracaklar, bana tazminat davası açabilir, suçlanabilirim’ gibi olumsuz düşünceleri aklına getirmemesi gerekiyor ki müdahale edebilsin. Bu da ancak ilkyardım sertifikası olanlar dokunulmaz olduklarında olabilir.
NEDEN TOPLUMA İHTİYAÇ VAR?
Örneğin ani kalp durması; dördüncü dakikadan itibaren beyin ölümü başlıyor. Ambulansın gelme sürelerine bakıyoruz; şehir içinde ortalama 10 dakika deniliyor, kırsal kesimde 30 dakika. Zaten ambulans geldiğinde çok şey kaybedilmiş oluyor. Bir ani kalp durmasına müdahale edilmezse ortalama 12 dakika sonra ölü kabul ediliyor. Çoğu vakada ambulans 12 dakikadan sonra geliyor. Bu yüzden toplumla sağlık çalışanları arasında bir ilk yardım dayanışması mutlaka olmalı.
NASIL ANLARIZ?
Sağlıklı görünen bir kişi şikâyetler başladıktan hemen sonra bilincini kaybedip olduğu yere yığılır. İç çeker gibi nefes alır ve nefesi kesilirse kalbi durmuş demektir. Ani kalp durmasının tanımı bu. Kalp durduğunda beyne kan gitmez ve sadece 10 saniye sonra fişiniz çekilmiş gibi olduğunuz yerde yığılıp kalırsınız. Hastaneye yetişemeden kalp durursa ülkemizde maalesef yüzde 99’ı ölüyor. Amacımız bu ölümleri azaltmak olmalı. Kalbe 2 dakika içinde müdahale edersek ve ortamda varsa ve elektroşok yapabilirsek o kişinin kalbi çalışır, nefes almaya başlar, bilinci de açılır. Ama süreç uzarsa kalbini çalıştırabilirsiniz, nefes alır ama beynin toparlanması birkaç saat alabilir. Hatta müdahale süresi çok geçmişse beyin hasarı oluşabilir.
KALP MASAJI NASIL YAPILIR?
Elektroşok cihazı yoksa kalp masajı yapıyoruz. Aralıksız kalp masajı diyoruz buna. Bunda da kollarımızı bükmeden bastığınızda, kalp iman tahtasıyla bel kemiği arasına sıkışıyor ve kan pompalıyor. Yine basınca nefes veriyor kişi, bırakınca kendiliğinden kalkıyor göğüs kafesi. Her basışta nefes veriyorsunuz, kalp pompalıyor, bırakınca kalp doluyor akciğerler nefesle doluyor. Hem kan dolaşımını sağlıyorsunuz hem de belli bir düzlemde gidebilecek kadar da solunum sağlamış oluyorsunuz. O yüzden solunumun önemi giderek azaldı. Şimdi kalp masajı ön plana çıktı. Tabii şu ana kadar anlattıklarımız 13 yaş ve üzeri için geçerli. Çocuklarda biraz daha farklı durum. Onlarda solunum biraz daha ön planda.
NE GİBİ SIKINTILARIMIZ VAR?
Örneğin ilk halka 112’yi aramak. Şu anda 112’ye yapılan çağrı sayısı çok fazla. Maalesef yüzde 90’ı tıp dışında yapılmış çağrılar. Bu da 112 çağrı karşılayıcının gerçek hastaya dönme süresini 1 dakikaya kadar uzatabiliyor. Sadece İstanbul’da 112 komuta merkezi günde 90 bin çağrı alıyormuş ve bunun yüzde 90’dan fazlası tıp dışı çağrılar. Acil tıbbi durum olmadığı halde gereksiz şeyler için arıyor. Öncelikle bunu sıfıra indirmemiz gerekiyor.
İlkyardım bilenlerin sayısını artırmak ve yasalarla da ilk yardımcının korunması ve teşvik edilmesi gerekiyor. Mesela otomatik kalp şok cihazlarının bulunma zorunluluğu yok. O nedenle bizde temel yaşam kurtarma zinciri 4 halka.
Otomatik kalp şok cihazı eklenirse 5 halka olacak. Bu cihazlar 10 yaşında bir çocuğun bile kullanabileceği kadar basit. Sizi Türkçe komutlarla yönlendiriyor. Zaten anadilde olması gerekiyor.
Bu konuda tamamen yetersiziz. Amerika’da 10 kişiye bir tane cihaz düşüyor.
HAYATTA KAL DERNEĞİ NELER YAPIYOR?
Sokakta 1. Temel Yaşam Kurtarma Zinciri etkinlikleri başlattık. İstanbul’da 11 işlek noktada bunu yapıyoruz. Burada 15 kişi Hayatta Kal şarkımızın ritmiyle çeşitli hareketler yapıyorlar. Yaşam kurtarma zincirinin ilk iç halkasının önemini anlatıyoruz. Dördüncü halka zaten ambulans. Beşinci halka da ambulansın son durağı olan hastane. Etkinlikte ambulans öncesi geçen altın dakikaların toplum tarafından iyi kullanılması sayesinde binlerce insanın hayat döndürülebileceğini anlatıyoruz. Tabii ki biz bütün bunları kurumlarla işbirliği içinde yürütüyoruz. Hayatta Kal Derneği’nin tek başına yapabileceği bir şey değil. Birçok sivil toplum kuruluşuyla Acil Tıp Uzmanlar Derneği, Acil Tıp Teknisyenler Derneği ile işbirliği içinde çalışıyoruz. Devlet kurumlarıyla da işbirliği içindeyiz.
ONLINE DA ÖĞRENME ŞANSIMIZ VAR
Yurtdışında online eğitimler yaygın. Çünkü çok daha fazla kişiye ulaşabiliyorsunuz. Çok kolay ulaşıyorsunuz, çok kısa sürede farkındalık yaratıyorsunuz. Online haricinde televizyondan kamu spotlarıyla da eğitim veriliyor ve sertifika da veriliyor. Ülkemizde de bunun önünün açılmasını istiyoruz. Bunu ücretsiz olarak da vermeye talibiz. Hedefimiz 10 yılda 10 milyon 20 yılda 30 milyon kişinin kalp masajı öğrenmesidir.
DAKİKADA 103 RİTMİNDE
Dünyada Bee Gees’in şarkısı vardı. ‘Stay Alive’ adında, 1972’den beri onu ilk yardım eğitiminde kullanıyorlar. Bizim ilk yardımcılar da onu kullanıyordu. Biz de milli bir şarkı yapalım dedik. Adını da ‘Hayatta Kal’ diye Türkçesini kullandık. Bu şarkı 103 ritmindeydi. Çünkü kalp masajının 100’ün altında olmasını istemiyoruz. Dakikada 100 ve 110 arasında olması gerekiyor. Dünyada da 103 bu tür eğitimlerde baz alınıyor. Biz de dakikada 103 ritminde hayatta kal diye bir şarkı hazırladık. Bu şarkının sözlerini Vural Şahin yazdı. Bestesini Kültür Bakanlığı sanatçısı Tuncay Yalın yaptı. Ali Avni de seslendirmesini yaptı. Bu şarkıdaki ritme göre insanlar kalp masajını öğrenebilecekler. Bu şarkıya kip de çekeceğiz. Televizyonlar aracılığıyla da daha fazla kişiye ulaştırmaya çalışacağız. Farkındalık şarkısını daha hızlı yaptık 120 hızında klip için onu düşünüyoruz biraz daha kısa oluyor o zaman. ttmuzik yayını için başvuru yaptık. Eğitimler için 103 olarak bestelendi.
YURTDIŞINDA NASIL?
ABD’de ani kalp durmasına müdahaleyi anlatan 1 dakikalık filmler var. Biz de Amerikan Kalp Derneği’nin aralıksız kalp masajı videosunu Türkçeye çevirdik. Sadece 1 dakika sürüyor ve 1 dakikada çok güzel anlatılıyor. Yine CNN International’ın desteklediği cprtoday.com diye bir web sitesi var. Orada da öğretiliyor.
Yine onlar da kalp masajının 30 dakika veya 1 saat arasında kişinin düzeyine göre öğrenebileceğini söylüyorlar. 500 bin kişiye ulaşmışlar ve online sertifika vermişler. ABD’de topluma ani kalp durmasında müdahale etmesi konusunda destek veren yasa 2000 yılında onaylandıktan sonra hayatta kalma oranları yüzde 5 (yılda 15 bin kişi) arttı. Ayrıca birçok Avrupa ülkesinde acil sağlık hizmetleri komuta merkezindeki çağrı karşılayıcı hastanın yanındaki kişileri ambulans gelene kadar mutlaka telefonda kalp masajı yapmaya teşvik ediyor.
Esra Boğazlıyan’ın HaberTürk Gazetesi’ndeki 16/08/2014 tarihli yazısı
Küçükçekmece’deki AVM’de kalp krizi geçiren bir kişiye müdahale edilememesi ve olayın ölümle sonuçlanması üzerine AVM’lerdeki ilkyardım tartışılıyor. Peki bir AVM’de nasıl bir acil müdahale donanımı olmalı? Ne gibi önlemler alınmalı ki acil durumlarda kayıplar önlensin… İşte bu soruyu bir bilene, Prof. Dr. İbrahim İkizceli’ye sorduk…
ÖNCEKİ gün, Küçükçekmece’deki bir alışveriş merkezinde yaşananları gündeme getirmiştim hatırlayacağınız üzere… Kalp krizi geçiren birine acil müdahalede bulunulamamış, ne yazık ki hasta hayatını kaybetmişti. Bu üzücü olayın ardından her gün binlerce ziyaretçi ağırlayan AVM’lerdeki ilkyardım sorununu tartışmaya açmıştım. İrili ufaklı yaklaşık 100 AVM’nin olduğu kentte bazı alışveriş merkezlerinde tam donanımlı müdahale ekibi varken bazılarında ise acil müdahale ekibi olmadığı da araştırmalarımız sonucu ortaya çıkmıştı. Hukukçular ise, AVM’lerdeki ilkyardım hizmetiyle ilgili yasal bir mevzuat olmadığını söylemekle birlikte işletmecilerin Anayasal sorumluluğuna dikkat çekmişti. Yani konuyla ilgili ayrıntılı bir yasa ve yönetmelik bulunmasa dahi AVM’lerin sağlık ünitesi, sağlık personeli veya en azından ilkyardım eğitimi görmüş personel bulundurmasının hukuki bir yükümlülük olduğunu açıklamıştı. AVM’de acil müdahale eksikliğinin doğuracağı sonuçlar, Küçükçekmece’de yaşanan olayla zaten acı bir şekilde ortaya çıktı ama peki AVM’lerde nasıl bir acil müdahale donanımı olmalı? Kalp krizi, sara nöbeti ya da özellikle çocukların başına sıkça gelen soluk borusuna yabancı bir cisim kaçma gibi bir durumda hastayı hayatta tutabilmek için AVM’ler ne gibi önlemler almalı? Sağlık editörümüz Ceyda Erenoğlu, işte bu soruları bir bilene, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim İkizceli’ye sordu. İşte İkizceli’nin yanıtları…
Yeni doğacak torununuza bir şeyler almak için alışveriş merkezine eşiniz ile gittiniz, çok heyecanlısınız ve ortalık çok kalabalık, gezerken eşinizin göğsü ağrıdı, soğuk soğuk terledi ve birden yere yığıldı.
Böyle bir durumda bir güvenlik görevlisi veya bir mağaza çalışanı elinde kalbe şok veren otomatik eksternaldefibrilatör (OED) ile çıkıp gelse ve eşinizin göğsüne OED ninpedlerini yapıştırıp OED den gelen talimatlara göre gerekli müdahaleyi yaparsa eşinizin hayatta kalma %90 oranında artıyor. Bu müdahalenin gecikmesi durumunda her dakika %10 oranında hayatta kalma ihtimali azalıyor.
OED ilkyardım eğitimi almış kişiler tarafından kullanılabilen kullanıcıya kalbi duran kişiye yapılması gerekli olan anlaşılabilir talimatları sesli olarak veren kalbe elektrik şoku uygulamaya yarayan elektronik bir alettir. Eskiden kalbe elektrik şoku veren aletlerin kullanımı hastanelerde ve doktorlar tarafından yapılmaktaydı. Herhangi bir kalp durmasında elektrik şokunun erken verilmesi hayatta kalma oranını yükselttiği için OED ler üretildi ve 2000 yılından sonra ilkyardımcının kullanımına sunuldu. OED kullanmak için doktor veya sağlık çalışanı olama gerek yok 16 saatlik ilkyardım eğitimi alan kişiler rahatlıkla OED cihazını kullanabilir.
Alışveriş merkezleri, havaalanları ve otobüs terminalleri gibi kalabalık ortamlarda ilkyardım eğitimi almış ve OED kullanabilen kişilerin olması bu ortamlarda olabilecek sağlık sorunları ve kazalarda gelişebilecek ölüm ve sakatlıkları en aza indirecektir.
İlkyardım eğitimi alan kişiler ani olarak gelişebilecek kaza, kanama, kalp durması, yabacı cismin soluk borusuna kaçması, yanık, elektrik çarpması, bayılma, sara nöbeti gibi durumlarda sağlık görevlileri gelinceye kadar, ortamda bulunan araç ve gereçle kazazedenin hayatta kalmasını veya sakatlığının ilerlemesini engellemek için gerekli müdahaleleri yapabilir.
Özellikler soluk borusuna yabancı cisim kaçması çocuklarda sık görülmekte ve eğer soluk borusunu tam tıkarsa 3-5 dakika içinde çocuğun ölümü ile sonuçlanabilmektedir. Bu nedenle soluk borusuna yabancı cisim kaçmasında yapılabilecek müdahaleleri anneler başta olmak üzere herkesin bilmesinde fayda olacaktır, çünkü bu durumda yapılacak heimlick manevrası ile yabancı cisim çıkartılabilecek ve çocuğun yaşaması sağlanabilecektir. Bu durumda müdahale yapmadan sağlık görevlilerinin gelmesini beklemek ölümle sonuçlanabilecektir. Dünyada ambulansın olay yerine ulaşma süresi ortalama 8-10 dakika arasında olup Türkiye’de de durum bu düzeydedir.
Alışveriş merkezleri gibi insanların yoğun olduğu bölgelerde ilkyardım eğitimi almış kişilerin bulunmasın yanında herkesin ve ambulansın rahat ulaşabileceği bir yerde ilkyardım odası açılabilir. Burası kazazedenin rahat edebileceği, basit tıbbi müdahalelerin yapılabileceği ve ambulansın veya sağlık görevlilerinin rahat ulaşabileceği bir yer olmalıdır.
2002 yılında çıkartılan İlkyardım Yönetmeliğinde de “Tüm kurum ve kuruluşlarda istihdam edilen her yirmi personel için bir, ilgili mevzuata göre ağır ve tehlikeli işler kapsamında bulunan işyerlerinde, her on personel için bir olmak üzere, bu yönetmeliğe göre yetkilendirilmiş merkezden en az “Temel İlkyardım Eğitimi” sertifikası almış “İlkyardımcının bulundurulması zorunludur.” denilmektedir. Alışveriş merkezlerini de içeride kurulmuş ayrı ayrı işyerleri olarak düşünülmeden tümünü bir merkez olarak düşünüp her 20 çalışana en az bir sertifikalı ilkyardımcı bulundurma zorunluluğu getirtilmelidir.